Bugünden..

Aklı başında bir adamın sözünü etmekten en çok zevk alacağı konu nedir ,bilir misiniz?Yanıt:Yine kendisi..Öyleyse kendimden söz edeyim biraz..Dostoyevski/Yeraltından Notlar

31 Ekim 2009 Cumartesi

Blues Çalan Futbol Taraftarları


Hava aniden soğudu.

İzmir'in kış havası hiç çekilmez.Evlerin içi dışardan her daim daha soğuk olmuştur.Hastalık an meselesi.Bugün hasta uyandım,nezle diyeyim.Domuz gribine dönüşür mü diye düşünüyorum .Tahminlere göre 5000 kişi virüsü kapacak ve ciddi sorunlara yol açacakmış.Düşünüyorum ben bu 5000'in içinde miyim.Hasta olup, hayata sımsıkı tutunan TC vatandaşlarına biraz daha yaşama şansı mı versem?Çünkü 5000 öyle ya da böyle dolacak.

İstatistiklere göre her yıl şiddetli bir grip geçiriyorum.Bu sene bunun H1N1 olma ihtimali yüksek.Ben bu işi paraya dökmek istiyorum.İnternetin en ünlü bahis sitesine hasta olma ihtimali üzerimden kumar oynamak istiyorum.Bari ölürken kazanayım.

Ev soğuk.Ev kimsesiz.Soğuk ve yalnızlık duygusu ızdırap verir çoğu insana.Aslında kalabalıktı evimiz."Konuk kiracı" çiftimiz bugün yoklar,dışardalar. Siz de denemelisiniz.Yaklaşık bir aydır evimizde konuk kiracılar kalıyor,karı koca.Kirayı ben ödemeye devam ediyorum .Onlar mutfak gereksinimlerini karşılıyorlar.Dolap hiç olmadığı kadar zengin bu aralar.Meyve girmeyeli aylar olmuştu nerdeyse.Envai çeşit peynirler ,mezeler da cabası.Bu durumdan oldukça hoşnutum.Karnım doyuyor ve yeni insanlarla tanışıyorsun,akşamları,haftasonları yalnız değilsin.Pazar günleri 2 saat süren zengin menülü kahvaltılar da var.Siz de benim gibi yalnız yaşıyorsanız ve çalışıyorsanız denemelisiniz bunu.Çok parlak fikir olduğunu kabul etmelisiniz bence.

Zekamı daha işlevsel kullanıp paraya dönüştürmek istiyorum.

Ama ya o söz .Bir kitap tanıtımında gördüğüm o söz yok mu,şimdi onu düşünüyorum.

"...muhteşem zekasının güvenilir çeperleri içine saklanarak dünyayı reddetmeyi tercih etmişti."

Bu cümle bir bütün olarak ,on kelimesiyle zihnimde dolanıp duruyor.Zoom yapıyorum içine giriyorun ya da o benim içimde,bilemiyorum.

Kafam karıştı .Bu hoş olmadı işte.Zaten "adsız" isimli yorumlar canımı sıkmaya başlamıştı.

Hey arkadaşım güzel yazıyorsun ama neden adını iliştirmiyorsun ucuna?

Tüm bunlara rağmen yine de içimi feralatan ,içime huzur veren bir şey duyuyorum şimdi.Çok uzaklardan geliyor.Nijerya'dan .17 Yaş Altı Dünya Kupası müsabakaları oynanıyor şu sıralar.Ülkemizde şiddetin ve küfürün madeni sayılan futbol tribünlerde Blues esintileri geliyor.Resmen Blues yapıyorlar adamlar.Bu beni mest etti işte.

Blues melodileri altında bitiriyorum yazımı.

Ne kadar sakin.


29 Ekim 2009 Perşembe

Bunny Munro'nun Ölümü


Müzisyen,besteci,söz yazarı,senarist ve yazar Nick Cave , "Bunny Munro'nun Ölümü" diye bir roman yazdı.Bunca marifet bir adamda toplanırsa insan merak eder tabii ne yazacağını.Okudum kitabı.Sansürsüz çeviri sayesinde epey +18 bir roman olmuş.Burada +18 harici bir kaç "her eve lazım" cümleler aldım.

İlki, otuzlu yaşlarda belki hatta daha da geç hayatını irdelersin ve bir baltaya sap olamadığını fark edersin. Tony Soprano'nun dediği gibi "ne iyi bir evlat,ne iyi bir eş ne de iyi bir baba".Bu üçü birarada seni şu hale sokar işte :

"Bitkin hissetmektedir kendini.Tükenmiş ve herşeyden çok,ürkmüş.Etrafta denetleyemediği bazı güçlerin varlığına kanaat getirmiştir.Dolaylı olarak,başka birinin filminde yardımcı rolde oynadığını,diyalogların Mars dilinde ve alt yazıların Moğolca olduğu duygusunu taşımaktadır ve başrolü kimin oynadığını saptamakta fena halde zorlanmaktadır"

İkincisi,çok bireysel yaşayan günümüz tüketim toplumunun hava gibi su gibi ihtiyaç duyduğu söz:

"Ya birbirimizi seveceğiz ya da öleceğiz"


Son olarak benim gibi kız tavlamada başarısız olanlar için söylenmiş bir söz:

"Cüret etmeyen hava alır"