Bugünden..

Aklı başında bir adamın sözünü etmekten en çok zevk alacağı konu nedir ,bilir misiniz?Yanıt:Yine kendisi..Öyleyse kendimden söz edeyim biraz..Dostoyevski/Yeraltından Notlar

12 Ağustos 2011 Cuma

Biz bu işi hallederiz

Adamın biri sabah erkenden kalkmış ve yazmaya başlamış.Büyük bir heyecanla yazmış ,yazmış.Kendini o kadar çok kaptırmış ve o denli konsantre olmuş ki yazının altına imza atmaya gelince bir türlü adını hatırlayamamış.Kardeşi o gün misafirmiş ve uyuyormuş.Onu kaldırıp adını sormayı bile düşünmüş.Neyse ki birazdan adını hatırlamış.Sonra bu yazıyı devrin çok satan gazetelerinden birine(ikdam 1908) göndermiş.Gazetenin yayın yönetmeni yazıyı çok beğenmiş ve başyazı yapmış.Yazı o kadar tutmuş ki otuz bin olan tiraj elli bin olmuş.

Yazı yazınca böyle olmalı diye de aklıma geliyor.Fakat bunun ne kadar saçma bir fikir olduğunu anlamak uzun sürmüyor.Gerçi Prens Sebahattin yazara demiş ki "sen her zaman yazma,ara ara yaz ve böyle güçlü olsun" demiş.Çok sık yazmak yazının kalitesini düşürüyor diye anlamalıyız bunu.Yazarın hekim ve yazının konusunun da siyasi olduğunu ekleyeyim.Yani farklı sahada yazmasına rağmen çok başarılı oluyor.Yazıyı edebiyatçlara bırakmamalıyız derim.Her konuda yazmalı .

"biz bu işi hallederiz" derken neyi kastettiğim müphem.ansızın aklıma geldi.neyi halledeceğiz diye düşünüyorum.şahsen pek bir şey hallettiğim yok.zamanımı ,ömrümü hal etmede pek mahir olduğum ise bir hakikat.o halde başlğı yazarken kendimi kast ettiğim olası değil.peki kim yada kimler?bunu düşüneceğim.

Dahası ,bir ihtilale gereksinimin olduğu muhakkak.şahsi bir inkılap.fakat bu perişan,bedbin halimle bu iş ziyadesiyle bana ağır geliyor.devrimler nasıl vücut bulur? bir ihtiyaçtan belki de.o da yok.hiç birşeye ihtiyacım yok.olsa da olur olmasa da.hayatım bu minvalde seyediyor.insanlar ne kadar da hırslı.şaşıyorum doğrusu.neyin peşindesiniz ey insanlar.yangından mal kaçırır gibi davranıyorsunuz.ne kadar zayıf bir hareket.