"Kendimi acaip özgür hissediyorum ,Narziss "diye haykırdı. Niye dedim. "Evimde ne televizyon ne de internet var dedi,hiç bir şeye bağlı değilim"
Kırklı yaşlardaydı,bir kadına ,bir çocuğa da bağlı değildi,evlenmemişti,yalnız yaşıyordu.Hakikaten tanıdığım en bağımsız adamlardan biriydi.O kadar ki işyerine dahi neredeyse eşofmanlarıyla geliyordu.Yemeklerinin tamamnını neredeyse dışarda yiyor,çayını bile çay ocağında içiyordu.
"Ne yapıyorsun akşamları,peki,nasıl geçiyor akşamları?" "Kitap okuyorum dedi,kitap"
Kendimi düşündüm,'Requiem For A dream' deki çocuklar gibi internet mübtelası olmuştum.Neyse tekrar adamımıza dönelim:
Meyvesuyu içmek için otobüse binip bir mekana gidecek kadar da gezmeyi seviyordu.
Azizim resmen kendimizi kapana kıstırmışız ya,kendi irademizle!!
bak şimdi canım acaip deniz çekti:)evlenmek bağımlılık mı?bağımlılık iyi midir kötü mü?40'lı yaşalara gelip tek başına kalmak mı kötü yoksa çoluk çocuğa karışmak mı?cennette huri or gılman beklemek mi yoksa sevdiğini burdan götürememek mi?tek başına gezmek mi sevdiğinle gezmek mi?bu uzar gider böle...cevabı ben bulamadım daha sence?bu arada kitabın ön sayfasını doldurmuşum ordan bir kaç alıntı;1)..hayatlarımızı bazen yakaladığımz ya da kaçırdığmz fırsatlar belirler2)..kimi zaman insan iyi bakmadığı ve göremediği için hayatının aşkını kaçırabilir....
YanıtlaSiliyi kötü başka mesele..bağımsızlık konusunda hakikatı söylüyordu arkadaş..bu kadar bağımsızlık kötü olabilir tabii..
YanıtlaSilalıntılar güzel ama yoksa sadece kitap kapağında yazılmakla mı kalmış?
internet ve tv olayını bir süredir ben de çıkardım. cidden çok iyi gidiyor. tavsiyemdir. kitaplara ve kendime düştüm iyice :)
YanıtlaSilöteki konulara gelince herkesin yolu ayrı bu dünyada. tek bir kalıp yok sonuçta. kimine göre bağ kimine göre değil. cevap kendi içinde...
el cevap:yook yazılmakla kalmamış..çoğu zaman icraata geçirilmeye çalışılmış,gurura,bencilliğe kapılmadan yani çoğu zaman aşmış da hani kendini..topu taca atmış artık..
YanıtlaSil